Türk edebiyatının usta isimlerinden biri olan Reşat Nuri Güntekin’in "Acımak" adlı romanı, ilk olarak 1928 yılında yayınlandı. Usta yazar bu eserinde bir öğretmenin geçmişinde yaşadıklarının meslek hayatını etkilemesini işlemiştir. Günümüzde, İnkilap Yayınevi tarafından okuyucu ile buluşturulan "Acımak" romanı, Zehra Öğretmen ile babası Mürşit’in gözünden dramatik yaşam öykülerini anlatır. 159 sayfa olan roman, acıma duygusunu odağa yerleştirirken, aynı zamanda dönemin memuriyet yaşamına dair ipuçları veriyor..
Acımayı Bilmeyen Bir Öğretmenin Romanı
Mektebin başmuallimi olan Zehra, yeni eğitim öğretimin tüm gereklerini yerine getirirken aynı zamanda öğrencileri ile birebir ilgilenir. Fakat, öğrencilerin yaptıkları yanlışları asla affetmeden, hiçbir koşulda acıma duygusu hissetmez. Bu durumun farkına varan maarif müdürü Tevfik Hayri ve Vekil Şerif Hayri Bey Zehra’nın okuluna giderek, babasının hasta olduğunu söylediklerinde Zehra, İstanbul’a babasını görmeye gitmemek için direnir. Sonrasında fikrini değiştirerek İstanbul’a doğru yola çıkar ve vardığında babasının öldüğünü öğrenir. Zehra’ya babasının eşyalarının olduğu sandığın anahtarı verilir. Ve Zehra, sandıktan bulduğu günlükte daha önce bildiği her şeyin tam tersi olduğunu öğrenerek, acıma duygusunu öğrenir. Reşat Nuri Güntekin, bu eserinde Cumhuriyet öncesinin toplumsal yapısını açık bir şekilde ortaya koyarken, sosyal yaşamın çatışmalarını da gözler önüne koyar. Acımak, aile ilişkilerini ve aile olmanın getirdiği sorumlulukları adeta bir ders gibi okuyucuya anlatır.
Yazar Hakkında
Anadolu insanının yaşantısını, sorunlarını ve inançlarını konuşma dili ile kaleme alan Reşat Nuri Güntekin, Çalıkuşu romanı ile okuyucularının gönlünü fethetti. Romanlarında çoğunlukla realizm akımından etkilendi. "Çalıkuşu" romanından önce öykü ve tiyatro eleştirileri yazdı. "Çalıkuşu", "Yaprak Dökümü", "Dudaktan Kalbe", "Akşam Güneşi" eserleri aynı zamanda televizyon dizisi olarak uyarlandı. Memleket isimli gazeteyi çıkaran ve Unesco’da Türkiye temsilciliği görevini yapan yazar, 1956 yılında hayata veda etti.
- ACIMAK''ta, görevine bağlılığıyla tanınmış bir ilkokul başöğretmeni olan Zehra Hanım''ın trajik serüveni dile getiriliyor. Doğruluk, temizlik, fedakarlık hastalığı, onda insanlığın en değerli yeteneğini öldürmüştür: Acımak yeteneğini. Duygusal, geniş ruhlu bir kadın. Güzel, doğru, temiz şeyleri çılgınca seviyor; ama zaafa, düşkünlüğe ve çirkinliğe acımıyor. Yapılmış bir kötülük için hiçbir gerekçe tanımıyor ve acımadan söküp atıveriyor. Bütün insanları etkilemiş güzel bir duygunun romanı.