Karlı Dağdaki Ateş - Refik Halid Karay
Kitap Hakkında
“Yusuf susuyor, fakat Binnur’u baştan aşağıya saran hayran bakışıyla ona cevap vermiş oluyordu; gözleriyle diyordu ki:
‘Bir daha göremeyeceğimi bildiğim sevgiliyi ömür boyunca hatırası canlı kalması için zihnime hakketmek lazım. Yüzünüzü daha uzun seyretmek,
sesinizi daha çok dinlemek ihtiyacındayım. Yürüyüşünüzü, gülüşünüzü, endamınızın ahengini, gözlerinizin renk değişikliğini, her şeyi zapt
etmeliyim. Ta ki ıssız bir dağ tepesinde yaşayan bu adam hayatını onlarla süsleyebilsin, onlarla tek hurili bir hayal cenneti kursun.’
Binnur, belki de hiç öyle olmadığı halde âşığının uzun, meftun bakışında bunları okudu. Dinlemişçesine haz duydu, haz ve arzu!”
Karlı Dağdaki Ateş, genç ve güzel bir kız olan Binnur ile orta yaşlardaki Yusuf’un birdenbire alevlenen, cesur ve tutku dolu aşkını anlatıyor. Aşkın
engel tanımazlığını ve çılgınlığını kaleme alan Refik Halid Karay, kusursuz Türkçesi ve eşsiz karakter tahlilleriyle unutulmaz bir esere daha imza
atıyor.
Yazar Hakkında
1888 yılında Beylerbeyi’nde Serveznedar Mehmed Halid’in oğlu olarak doğan Refik Halid’in anne tarafı Kırım Giraylarına dayanmaktadır; baba
tarafı ise 18. yüzyıl sonlarında bir kolu Mudurnu’dan İstanbul’a göçen Karakayış ailesindendir. “Galatasaray Sultanisi” ve “Mekteb-i Hukuk”ta
okuyan yazar, Meşrutiyet sıralarında gazeteciliğe başlamıştır. Kısa sürede hiciv yazılarıyla üne kavuşmuş, “Fecri Âti” edebiyat topluluğunun
kurucularından olmuştur. “Kirpi” adıyla yazdığı taşlamaları ve siyasal yazıları sonucu İttihat Terakki hükümetince Anadolu’nun çeşitli illerinde beş
yıl sürgüne gönderilmiş, ancak I. Dünya Savaşı’nın son yılı İstanbul’a dönebilmiştir. Dönüşünde Robert Kolej’de öğretmenlik, Sabah gazetesi
başyazarlığı, iki kez Posta-Telgraf Genel Müdürlüğü yapan Refik Halid, bu süreçte “Aydede” mizah dergisini çıkarmıştır.
Siyasal yazıları ve görüşleri nedeniyle memleketten ayrılmak zorunda kalan yazar, Halep’e yerleşerek yayımladığı “Vahdet” gazetesindeki
yazıları ve çalışmalarıyla Hatay’ın Türkiye’ye bağlanmasına katkıda bulunmuştur. 1938’de yurda dönen Refik Halid, dergi ve gazetelerde günlük
yazılar yazmış ve 20 kadar roman kaleme almıştır.
Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e uzanan zaman dilimini, güçlü gözlem yeteneği ve dilinin zenginliğiyle farklı türlerdeki eserlerine taşıyan Refik Halid,
Memleket Hikâyeleri’nde Anadolu gerçeğini; Gurbet Hikâyeleri ve Sürgün gibi eserlerinde, derin memleket hasretini edebiyatla buluşturmuştur.
Yazarın, Ago Paşa’nın Hatıratı, Kirpinin Dedikleri gibi mizah eserlerinde; Bir Avuç Saçma, Makyajlı Kadın gibi kroniklerinde; Minelbab İlelmihrab
ve Bir Ömür Boyunca adlı hatıratlarında, çok yönlü ve renkli anlatımı, sosyal-siyasal ortamın resimlendirilmesini sağlar. Anahtar, Nilgün, İki
Cisimli Kadın, 2000 Yılın Sevgilisi, Bugünün Saraylısı gibi romanlarında ise sürükleyici kurgular içinde tasvir yeteneğiyle yaratıcılığını
birleştirerek, genel olarak bireysel ilişkileri ve özel olarak da kadın-erkek ilişkilerini mekân-zaman boyutlarında derinlemesine ele alır, romanların
geçtiği dönem ve mekânlara ait ince detaylara yer vererek anlatımını zenginleştirir.
18.7.1965 tarihinde İstanbul’da ölen yazar Refik Halid, muhalif kaleminin keskinliği, temiz İstanbul Türkçesi, renkli anlatımı, tasvir gücü ve
yaratıcılığıyla, Türk edebiyatının en güçlü isimlerinden biridir.
Kitap Hakkında
“Yusuf susuyor, fakat Binnur’u baştan aşağıya saran hayran bakışıyla ona cevap vermiş oluyordu; gözleriyle diyordu ki:
‘Bir daha göremeyeceğimi bildiğim sevgiliyi ömür boyunca hatırası canlı kalması için zihnime hakketmek lazım. Yüzünüzü daha uzun seyretmek,
sesinizi daha çok dinlemek ihtiyacındayım. Yürüyüşünüzü, gülüşünüzü, endamınızın ahengini, gözlerinizin renk değişikliğini, her şeyi zapt
etmeliyim. Ta ki ıssız bir dağ tepesinde yaşayan bu adam hayatını onlarla süsleyebilsin, onlarla tek hurili bir hayal cenneti kursun.’
Binnur, belki de hiç öyle olmadığı halde âşığının uzun, meftun bakışında bunları okudu. Dinlemişçesine haz duydu, haz ve arzu!”
Karlı Dağdaki Ateş, genç ve güzel bir kız olan Binnur ile orta yaşlardaki Yusuf’un birdenbire alevlenen, cesur ve tutku dolu aşkını anlatıyor. Aşkın
engel tanımazlığını ve çılgınlığını kaleme alan Refik Halid Karay, kusursuz Türkçesi ve eşsiz karakter tahlilleriyle unutulmaz bir esere daha imza
atıyor.
Yazar Hakkında
1888 yılında Beylerbeyi’nde Serveznedar Mehmed Halid’in oğlu olarak doğan Refik Halid’in anne tarafı Kırım Giraylarına dayanmaktadır; baba
tarafı ise 18. yüzyıl sonlarında bir kolu Mudurnu’dan İstanbul’a göçen Karakayış ailesindendir. “Galatasaray Sultanisi” ve “Mekteb-i Hukuk”ta
okuyan yazar, Meşrutiyet sıralarında gazeteciliğe başlamıştır. Kısa sürede hiciv yazılarıyla üne kavuşmuş, “Fecri Âti” edebiyat topluluğunun
kurucularından olmuştur. “Kirpi” adıyla yazdığı taşlamaları ve siyasal yazıları sonucu İttihat Terakki hükümetince Anadolu’nun çeşitli illerinde beş
yıl sürgüne gönderilmiş, ancak I. Dünya Savaşı’nın son yılı İstanbul’a dönebilmiştir. Dönüşünde Robert Kolej’de öğretmenlik, Sabah gazetesi
başyazarlığı, iki kez Posta-Telgraf Genel Müdürlüğü yapan Refik Halid, bu süreçte “Aydede” mizah dergisini çıkarmıştır.
Siyasal yazıları ve görüşleri nedeniyle memleketten ayrılmak zorunda kalan yazar, Halep’e yerleşerek yayımladığı “Vahdet” gazetesindeki
yazıları ve çalışmalarıyla Hatay’ın Türkiye’ye bağlanmasına katkıda bulunmuştur. 1938’de yurda dönen Refik Halid, dergi ve gazetelerde günlük
yazılar yazmış ve 20 kadar roman kaleme almıştır.
Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e uzanan zaman dilimini, güçlü gözlem yeteneği ve dilinin zenginliğiyle farklı türlerdeki eserlerine taşıyan Refik Halid,
Memleket Hikâyeleri’nde Anadolu gerçeğini; Gurbet Hikâyeleri ve Sürgün gibi eserlerinde, derin memleket hasretini edebiyatla buluşturmuştur.
Yazarın, Ago Paşa’nın Hatıratı, Kirpinin Dedikleri gibi mizah eserlerinde; Bir Avuç Saçma, Makyajlı Kadın gibi kroniklerinde; Minelbab İlelmihrab
ve Bir Ömür Boyunca adlı hatıratlarında, çok yönlü ve renkli anlatımı, sosyal-siyasal ortamın resimlendirilmesini sağlar. Anahtar, Nilgün, İki
Cisimli Kadın, 2000 Yılın Sevgilisi, Bugünün Saraylısı gibi romanlarında ise sürükleyici kurgular içinde tasvir yeteneğiyle yaratıcılığını
birleştirerek, genel olarak bireysel ilişkileri ve özel olarak da kadın-erkek ilişkilerini mekân-zaman boyutlarında derinlemesine ele alır, romanların
geçtiği dönem ve mekânlara ait ince detaylara yer vererek anlatımını zenginleştirir.
18.7.1965 tarihinde İstanbul’da ölen yazar Refik Halid, muhalif kaleminin keskinliği, temiz İstanbul Türkçesi, renkli anlatımı, tasvir gücü ve
yaratıcılığıyla, Türk edebiyatının en güçlü isimlerinden biridir.
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!