Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç
Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç- Hüseyin Rahmi Gürpınar
Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, Hüseyin Rahmi Gürpınar tarafından kaleme alınıp, 1912 yılında basılmıştır. Romanda 1910 yılının İstanbul'unda Halley Kuyruklu Yıldızı'nın 5 Mayıs 1910 tarihinde dünyaya çarpacağı söylentisi üzerine, bu durumla eğlenmek üzere konferanslar yapan İrfan Galip ile mektuplaştığı esrarengiz bir kadının evliliğe doğru giden serüveni anlatılmaktadır.
Konusu
Roman karakterlerinden İrfan Galip, Aksaray'da oturmaktadır. İrfan Galip'e babasından yüklü bir servet kalmıştır. İrfan Galip okuduğu kitaplardaki düşünceleri başkalarına karşı uygulayan bir insandır. Fakat etrafındaki halk, onu anlayamamakta ve anlam verememektedir. İrfan Galip karakteri ailesinden ve Türk kızlarından şikâyet etmektedir ve kendisine uygun birisini bulamayacağını düşündüğünden evlilik konusunda biraz karamsar bir düşünceye sahiptir. Romanın önemli noktalarından birisi de Halley Kuyruklu Yıldızı'nın dünyaya çarpacağı söylentileridir. İrfan Galip bu söylentileri gazeteler aracılığıyla takip etmektedir. Kendisini oldukça bilgili zanneden İrfan Galip etrafındaki halkı bu konuda bilgilendirmek zorunda hisseder. Şehir kadınlarını etrafına toplar fakat asıl amacı onlarla dalga geçmektir. Bu sıralarda tanımadığı bir kadınla mektuplaşmaktadır. Aslında İrfan Galip yaptığı konferanslar sonrasında aradığı kişiyi bulmuştur. İrfan Galip daha sonra mektuplaştığı kişiye evlenme teklifi eder. Fakat bu kadının İrfan Galip ile evlenmek için bir şart koşmuştur. Kadın, Kuyruklu Yıldız'ın dünyadan geçeceği ana kadar İrfan Galip'e yüzünü göstermek istememektedir. Tüm bu gelişmeler sonucunda, Kuyruklu Yıldızın geçtiği gece ikili evlenir.
Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç Hüseyin Rahmi’nin pek çok romanında olduğu gibi ikili bir yapılanma sergiler: Bir yanda eski İstanbul mahalle hayatını yansıtan ve temelde mahallenin kadınları arasında geçen konuşmalardan oluşan renkli tablolar, diğer yanda yazarın öykülediği olay. Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç güncelden nasıl ustaca yararlanılabileceğine dair renkli bir örnektir.
Hüseyin Rahmi Gürpınar (1864-1944) Dönemini ve çevresini romanlarında yaşatıp, genç yaşlarından itibaren geniş halk kitlelerince sevilerek okunmuş Hüseyin Rahmi, edebiyatımızın benzeri az bulunur şahsiyetlerindendir. Kitaplarında İstanbul yaşamının özel inanışları, toplumsal ve ekonomik eşitsizlikler, kadın erkek ilişkileri gibi konular halkın özgün konuşma biçimleri korunarak, çok defa gülünç, bazen hüzünlü olarak işlenir. Romanımıza “mahalli renk” ilk kez onunla girer. Yazarlık yaşamına 1883’te Tercüman-ı Hakikat gazetesinde başlar. 1896’da İkdam gazetesinde roman ve öyküleri tefrika edilirken üne kavuşur. Döneminin en çok okunan yazarı olur. Tüm kazancı yazarlıktan gelir. Bu sayede Heybeliada’da şimdi müze olan köşkünü alır. 1908 Meşrutiyet’inden sonra Ahmet Rasim’le Boşboğaz adında bir mizah gazetesi çıkarır. İlk soruşturmaya böylelikle uğrar. Gazetesi kapanır. İkinci kez Ben Deli miyim? romanıyla mahkemelik olacak ve yine beraat edecektir. Çoğu roman olmak üzere öykü, tiyatro, makale ve eleştiri türünde altmışın üzerinde kitabı bulunmaktadır. Yazarın seçme eserlerine Türk Edebiyatı Klasikleri Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz.