Kuyucaklı Yusuf
40,00 TL
46,00 TL
*4,26 TL den başlayan taksitlerle!
Kuyucaklı Yusuf - Sabahattin Ali Kuyucaklı Yusuf - Sabahattin Ali
"Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez in varlığı Yusuf için büyük, boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi, fakat onun yokluğu müthişti. Onun bu kadar sebepsiz yere, bu kadar insafsızca Yusuf un hayatından koparılması çıldırtacak kadar acı idi. Hayatında asıl aradığı şeyin Muazzez olmadığını biliyordu, fakat Muazzez olmadan bunu aramaya muktedir olamayacağını sanıyordu."
Kuyucaklı Yusuf Türk edebiyatının belki de en romantik kahramanıdır. Hayatın ve insanların zalimliği karşısındaki naif duruşu ile bir yandan trajik bir sona ilerlerken, bir yandan da yaşadığı lirik aşk hiyakesinin kahramanı olarak edebiyat tarihinde yerini almıştır.
1907 yılında Bulgaristan’da doğan Sabahattin Ali babasının piyade yüzbaşısı olması nedeniyle Edremit, Çanakkale, İstanbul gibi şehirlerde yaşıyor ve sık sık okul değiştiriyor. Balıkesir Öğretmen Okulu’nu bitiren yazar Yozgat’ta öğretmen olarak görev yapmaya başlıyor. Kazandığı bir sınav sonucu Almanya’da eğitime giden Sabahattin Ali Berlin ve Postdam’da eğitim gördükten sonra Aydın’da Almanca öğretmeni olarak çalışıyor. 1932 yılında Atatürk’ü yeren bir şiir okuduğu gerekçesiyle Konya ve Sinop cezaevlerinde yatan yazar 1933 yılında Cumhuriyet’in 10. yılı nedeniyle çıkan af sonucu özgürlüğüne kavuşuyor. Almanca öğretmenliğinin yanı sıra Ankara Devlet Konservatuarı’nda çevirmenlik yapan Sabahattin Ali 1946‘da Aziz Nesin ile birlikte Marko Paşa dergisini çıkarıyor.1937 yılında Kuyucaklı Yusuf, 1940 yılında İçimizdeki Şeytan ve 1943 yılında Kürk Mantolu Madonna romanlarını yazan Sabahattin Ali’nin 1934 yılında Dağlar ve Rüzgâr, 1937 yılında Kurbağanın Serenadı ve Öteki Şiirler‘i yayımlanıyor. Bunların yanı sıra Değirmen (1935), Kağnı (1936), Hanende Melek (1937), Ses (1937), Yeni Dünya (1943), Sırça Köşk (1947), Kamyon, Bir Orman Hikayesi gibi hikayeleri de olan Sabahattin Ali Türk edebiyat dünyasının önde gelen şairleri ve yazarları arasında yerini alıyor. Unutulmaz şiirleri arasında yer alan Aldırma Gönül ve Göklerde Kartal Gibiydim şiirleri besteleniyor ve günümüzde en sevilen şarkılar arasında zevkle dinleniyor.
Yazarın Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan ve 1937’de kaleme aldığı ilk romanı olan Kuyucaklı Yusuf kitabı, Aydın’ın Kuyucak köyünde 10 yaşındaki Yusuf’un anne babasının öldürülüşü ile başlıyor. Olay anında evde olan ve tüm olanlara tanıklık eden Yusuf’un parmağı, evi basan eşkıyalar tarafından koparılıyor. Zorbalık ve adaletsizliğin karşısında çaresiz kalan Yusuf olay yerini incelemeye gelen kaymakam Salahattin Bey tarafından evlat ediniliyor. Yusuf, Selahattin Bey’in kızı Muazzez ve eşi Şahinde Hanım'la birlikte yaşamaya başlıyor. Kısa bir süre sonra Salahattin Bey’in tayini Edremit’e çıkıyor. Türk edebiyatının en romantik kahramanı olarak gösterilen Kuyucaklı Yusuf’un Muazzez ile yaşadığı lirik aşkı ve hayatın zalimliği karşısındaki naif duruşu onun okuyucunun gönlünde farklı bir yere sahip olmasını sağlıyor. Ancak Kuyucaklı Yusuf kitabı tüm romantizmin yanında bir toplum eleştirisi olarak okuyucunun karşısına çıkıyor. Bu topraklarda ekilip biçilerek büyütülen ve çoğaltılan cahilliğin romanı olan kitap, Sabahattin Ali’nin dünya görüşünü de açıkça dile getiriyor. Kendine örnek olarak aldığı kaymakamın, okulda başarılı olan arkadaşlarının ve eğitimli devlet büyüklerinin aldıkları eğitimin bir işe yaramadığı düşünen Yusuf bir süre sonra okula gitmeyi reddediyor. Anadolu’ya hâkim olan feodal kültür farklı bir biçimde de olsa Edremit’te de varlığını sürdürüyor. Adalet, ezilenler ve hakkı yenenler için değil Edremit’in en zengini Hilmi Bey ve onun oğlu Şakir için işliyor. Adaleti sağlaması gerekenler acizlik sergiliyor. Roman ülkede ekonomik, sosyal ve bürokratik değerlere, ahlak ve aile kavramlarına eleştiri yapıyor. Cehaletin bu toprakların kaderi olduğunu vurgulayan Kuyucaklı Yusuf romanı anlatımının güncelliği ve insanlığın ele alınışı ile evrensel bir nitelik taşıyor.
Kuyucaklı Yusuf'ta roman mekânının Edremit olması Sabahattin Ali’nin çocukluğunun Edremit’te geçmiş olmasına bağlanıyor. Romanda geçen Salahattin Bey ve eşinin yazarın anne babasında esinlenerek yaratıldığı söyleniyor. Sabahattin Ali’nin Edremit’teki ev ve mahallesinin romandaki tasvirlerle benzerlik göstermesi bu düşünceyi destekliyor.80 yıl öncesinde yazılmasına rağmen sade dili ve anlaşılırlığı ile hayranlık yaratan Kuyucaklı Yusuf romanı Sabahattin Ali’nin yazarlık konusundaki başarısını gözler önüne seriyor. Geniş bir hayran kitlesine sahip olan Sabahattin Ali'nin ölümsüz eseri Kuyucaklı Yusuf Türk edebiyatının en önemli yapıtlarından biri olarak okurları bekliyor.
"Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez in varlığı Yusuf için büyük, boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi, fakat onun yokluğu müthişti. Onun bu kadar sebepsiz yere, bu kadar insafsızca Yusuf un hayatından koparılması çıldırtacak kadar acı idi. Hayatında asıl aradığı şeyin Muazzez olmadığını biliyordu, fakat Muazzez olmadan bunu aramaya muktedir olamayacağını sanıyordu."
Kuyucaklı Yusuf Türk edebiyatının belki de en romantik kahramanıdır. Hayatın ve insanların zalimliği karşısındaki naif duruşu ile bir yandan trajik bir sona ilerlerken, bir yandan da yaşadığı lirik aşk hiyakesinin kahramanı olarak edebiyat tarihinde yerini almıştır.
1907 yılında Bulgaristan’da doğan Sabahattin Ali babasının piyade yüzbaşısı olması nedeniyle Edremit, Çanakkale, İstanbul gibi şehirlerde yaşıyor ve sık sık okul değiştiriyor. Balıkesir Öğretmen Okulu’nu bitiren yazar Yozgat’ta öğretmen olarak görev yapmaya başlıyor. Kazandığı bir sınav sonucu Almanya’da eğitime giden Sabahattin Ali Berlin ve Postdam’da eğitim gördükten sonra Aydın’da Almanca öğretmeni olarak çalışıyor. 1932 yılında Atatürk’ü yeren bir şiir okuduğu gerekçesiyle Konya ve Sinop cezaevlerinde yatan yazar 1933 yılında Cumhuriyet’in 10. yılı nedeniyle çıkan af sonucu özgürlüğüne kavuşuyor. Almanca öğretmenliğinin yanı sıra Ankara Devlet Konservatuarı’nda çevirmenlik yapan Sabahattin Ali 1946‘da Aziz Nesin ile birlikte Marko Paşa dergisini çıkarıyor.1937 yılında Kuyucaklı Yusuf, 1940 yılında İçimizdeki Şeytan ve 1943 yılında Kürk Mantolu Madonna romanlarını yazan Sabahattin Ali’nin 1934 yılında Dağlar ve Rüzgâr, 1937 yılında Kurbağanın Serenadı ve Öteki Şiirler‘i yayımlanıyor. Bunların yanı sıra Değirmen (1935), Kağnı (1936), Hanende Melek (1937), Ses (1937), Yeni Dünya (1943), Sırça Köşk (1947), Kamyon, Bir Orman Hikayesi gibi hikayeleri de olan Sabahattin Ali Türk edebiyat dünyasının önde gelen şairleri ve yazarları arasında yerini alıyor. Unutulmaz şiirleri arasında yer alan Aldırma Gönül ve Göklerde Kartal Gibiydim şiirleri besteleniyor ve günümüzde en sevilen şarkılar arasında zevkle dinleniyor.
Yazarın Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan ve 1937’de kaleme aldığı ilk romanı olan Kuyucaklı Yusuf kitabı, Aydın’ın Kuyucak köyünde 10 yaşındaki Yusuf’un anne babasının öldürülüşü ile başlıyor. Olay anında evde olan ve tüm olanlara tanıklık eden Yusuf’un parmağı, evi basan eşkıyalar tarafından koparılıyor. Zorbalık ve adaletsizliğin karşısında çaresiz kalan Yusuf olay yerini incelemeye gelen kaymakam Salahattin Bey tarafından evlat ediniliyor. Yusuf, Selahattin Bey’in kızı Muazzez ve eşi Şahinde Hanım'la birlikte yaşamaya başlıyor. Kısa bir süre sonra Salahattin Bey’in tayini Edremit’e çıkıyor. Türk edebiyatının en romantik kahramanı olarak gösterilen Kuyucaklı Yusuf’un Muazzez ile yaşadığı lirik aşkı ve hayatın zalimliği karşısındaki naif duruşu onun okuyucunun gönlünde farklı bir yere sahip olmasını sağlıyor. Ancak Kuyucaklı Yusuf kitabı tüm romantizmin yanında bir toplum eleştirisi olarak okuyucunun karşısına çıkıyor. Bu topraklarda ekilip biçilerek büyütülen ve çoğaltılan cahilliğin romanı olan kitap, Sabahattin Ali’nin dünya görüşünü de açıkça dile getiriyor. Kendine örnek olarak aldığı kaymakamın, okulda başarılı olan arkadaşlarının ve eğitimli devlet büyüklerinin aldıkları eğitimin bir işe yaramadığı düşünen Yusuf bir süre sonra okula gitmeyi reddediyor. Anadolu’ya hâkim olan feodal kültür farklı bir biçimde de olsa Edremit’te de varlığını sürdürüyor. Adalet, ezilenler ve hakkı yenenler için değil Edremit’in en zengini Hilmi Bey ve onun oğlu Şakir için işliyor. Adaleti sağlaması gerekenler acizlik sergiliyor. Roman ülkede ekonomik, sosyal ve bürokratik değerlere, ahlak ve aile kavramlarına eleştiri yapıyor. Cehaletin bu toprakların kaderi olduğunu vurgulayan Kuyucaklı Yusuf romanı anlatımının güncelliği ve insanlığın ele alınışı ile evrensel bir nitelik taşıyor.
Kuyucaklı Yusuf'ta roman mekânının Edremit olması Sabahattin Ali’nin çocukluğunun Edremit’te geçmiş olmasına bağlanıyor. Romanda geçen Salahattin Bey ve eşinin yazarın anne babasında esinlenerek yaratıldığı söyleniyor. Sabahattin Ali’nin Edremit’teki ev ve mahallesinin romandaki tasvirlerle benzerlik göstermesi bu düşünceyi destekliyor.80 yıl öncesinde yazılmasına rağmen sade dili ve anlaşılırlığı ile hayranlık yaratan Kuyucaklı Yusuf romanı Sabahattin Ali’nin yazarlık konusundaki başarısını gözler önüne seriyor. Geniş bir hayran kitlesine sahip olan Sabahattin Ali'nin ölümsüz eseri Kuyucaklı Yusuf Türk edebiyatının en önemli yapıtlarından biri olarak okurları bekliyor.
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!