Savaş Ve Barış (yeni Beyaz Kapak)
Rus ve dünya edebiyatının tartışmasız en büyük kalemlerinden olan Lev Nikolayeviç Tolstoy'un başyapıtlarından biri olan Savaş ve Barış, ilk kez 1869 tarihinde Rusya'da yayımlanmış ve büyük ses getirmiştir. 1943 ve 1949 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığının talebiyle Zeki Baştımar ve Nazım Hikmet Ran tarafından Türkçe çevirisi yapılan eser, Can Yayınları tarafından okuyucuyla buluşturulmuştur. Neredeyse tüm okuyucularını kendisine hayran bırakan bu başyapıt, sadece bir savaş kitabı olmanın ötesinde bir sosyoekonomik ve sosyokültürel analiz eseridir.
"Voyna i Mir"
1805 ile 1813 yıllarında "Napolyon Savaşları" olarak bilinen savaş döneminde Fransız İmparatoru Napolyon Bonapart'ın Rusya'yı işgalini konu alan ve bu çerçeve ekseninde dönemin Rus toplumunun sosyal, ekonomik ve kültürel bir tablosunu yansıtan eserde altı yüze yakın yardımcı karakter bulunmaktadır. Tolstoy, bu eseriyle, Rusya'daki birçok kesimden insanın hayatını ve geleneklerini ortaya koymayı amaçlamıştır. Dünya edebiyat otoritelerince "dünyanın en büyük romanı" olarak adlandırılan Savaş ve Barış, benzeri bir romanın yazılamayacağı inancı gibi güçlü bir etki yaratmıştır. Rusya ve Fransa arasındaki savaşın yanı sıra Rus saray hayatı ve soyluların yaşamlarının nasıl değişikliklere uğradığı da romanda detaylı şekilde anlatılmaktadır.
Savaş ve Barış, sadece Rusya ve Fransa arasındaki savaşın ya da Rus toplumunun bir hikâyesi değildir. Tolstoy, yarattığı karakterler aracılığı ile romana kendi hayatından ve kişiliğinden de yansımalar yerleştirmiştir. Eserin çok boyutlu kurgusu, toplumsal analizleri ve karakter zenginliğinin yanında sürükleyici anlatımıyla Savaş ve Barış, insanlık var oldukça yaşayacak en etkili edebi eserlerden biridir.
Lev Nikolayeviç Tolstoy
1828'de doğan büyük Rus yazarı Lev Nikolayeviç Tolstoy, Savaş ve Barış'ın yanı sıra; Anna Karenina, Diriliş, Hacı Murat, İnsan Ne İle Yaşar ve Kazaklar gibi birçok eserleri de dünya edebiyatına kazandırmış ve 1910 yılında hayata gözlerini yummuştur.
Savaş ve Barış, “klasik” dendiğinde akla gelen ilk kitaplardan. Napoléon’un Rusya’yı işgalini anlatan dev bir savaş romanı, aynı zamanda bir Rusya panoraması. 1800’lerin ortalarında Rusya’nın içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik koşullar, kentlerde, köy ve kasabalarda, büyük çiftliklerde sürdürülen hayat, dönemin önde gelen kişilikleri, saray yaşamı, özellikle üst sınıf ustaca çiziliyor. Tolstoy, birinci cildin önsözünde Savaş ve Barış’ı yazarken hissettiklerini, yaptığı zorlu çalışmaları ve romanın geçirdiği aşamaları anlatıyor. Bu metinler, özellikle bu dev romana yazarının gözünden, daha yakından bakma fırsatı verdiği için çok önemli. Elinizdeki çeviri, Savaş ve Barış’ın, dönemin Maarif Vekâleti’nin Zeki Baştımar’a ısmarladığı, 1943-1949 yılları arasında yapılan eksiksiz çevirisi. Zeki Baştımar bu çeviriyi o sırada Bursa’da hapiste olan Nâzım Hikmet’le birlikte yaptığı halde, bilinen siyasi nedenlerle Nâzım’ın adı hiçbir zaman kitapta yer almadı. Bugün bu çeviri Baştımar ailesinin de isteği üzerine iki çevirmen adıyla yayımlanırken metne, günümüz için eskimiş ve anlaşılması güçleşmiş sözcüklerin yenileştirilmesi dışında dokunmamaya özen gösterildi; ilk baskılardaki Harb ve Sulh yerine, eserin yıllardır alışılmış yeni adı Savaş ve Barış tercih edildi.