Şifacı Krallar
Tarihçiliğin edebî bir tür olmaktan bilimsel bir disiplin olmaya giden hikâyesi nefes kesici bir macerayı içermektedir. Bu macera, efsane ile gerçeğin ayrıştırılmasını ve efsanenin ait olduğu yere, yani edebiyata gönderilmesini kapsamaktadır.
Bu işin kolay olduğunu ve tamamen başarıldığını kimse söyleyemez. Açıkçası, dünya tarih yazınının hâlâ çok büyük bir bölümü bilimsellikten uzak ve efsaneye dayalı olmayı sürdürmektedir.
Dünya tarihçiliğinin en büyük ustalarından olan, tarih usulüne getirdiği yeniliklerle âdeta devrim yapan ve bütünsel tarih kavramıyla tarihçiliği çok yeni ve tamamen bilimsel bir yola sokan Marc Bloch, bu kitapta, özellikle İngiltere ve Fransa’da krallığı yüzyıllar boyunca ayakta tutan popüler bir inanışı inceliyor. Bu iki ülkede (ve diğerlerinde) kralların şifaigüçlerinin olduğu inancı, krallık iktidarı ile şifai güç arasında tam bir mütekabiliyet kurarken siyasal meşruiyeti bir hurafeye dayandırmaktadır. Yüzyıllar boyunca çok etkili olan bu hurafe, siyasal, ekonomik, toplumsal açılımlarıyla ve zihniyetler dünyası hakkındaki ipuçlarıyla neredeyse binyıllık bir Batı Avrupa tarihinin arka plan ögelerinden birini gün ışığına çıkartmaktadır.
1924’teki ilk yayımlanışından itibaren tarih alanında yeni perspektifler kazandıran Şifacı Krallar, yazarının kurucularından olduğu Annales Okulunun ilk eserlerinden birisidir. MarcBloch, kendi ifadeleriyle, sadece anekdot olarak kabul edilen materyallerle tarih yazmaya koyulmuş ve bibliyografyasıyla bile hazine niteliğindeki bu eseri meydana getirmiştir.
Sayılamayacak kadar çok basılı malzeme kullanımının yanı sıra tozlu arşivlerde geçirilen uzun saat, gün ve ayların muhassalası olan bu eser, okuyucuya tarihin bilim olma yönündeki çabasını da sergileyecektir.
Bilim adamının çalışma odasından çıkmayan bir kişi olduğu noktasındaki basmakalıp inancı da âdeta tıpkı hurafeye dayalı tarihi tahrip eder gibi yerle bir etmek istermişçesine MarcBloch, her iki dünya savaşında da vatanını savunmuş ve sonunda istilacıya karşı soylu direnmesi esnasında kurşuna dizilerek bu dünyadan ayrılmıştır.