Taş Yerinde Ağırdır: Uygur Sürgünü, Umut Ve Olağan
Her Şeyi Bırakıp Halkına Yardım Etmek İçin
Fedakârlık Yapan Bir Kadının Olağanüstü Anıları
Şubat 2018'de, Gulchehra Hoja'nın ailesinden yirmi dört kişi bir gecede kayboldu. Suçu ve dolayısıyla ailesinin suçu Uygur halkının, Çin hükümeti tarafından sistematik olarak yok edilmesine dair yaptığı ödüllü araştırmalarıydı.
Gulchehra'nın etkileyici anıları, bizi Çin yönetimi altındaki Doğu Türkistan'ın (resmi olarak Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi) günlük dünyasına götürüyor; onun masalsı çocukluğundan kâbus gibi bir günümüz dünyasına uzanıyoruz.
Ünlü bir müzikçinin torunu ve saygın bir arkeoloğun kızı olan Gulchehra, halkının kültürünün ve tarihinin damarlarında dolaştığı bir ortamda büyüdü. Erken yaşlarda dansçı, aktris ve hikâye anlatıcısı olarak yeteneklerini gösterdi ve onu büyük bir televizyon yıldızı olarak başarıya götüren bir yolculuğa çıkardı. Ancak, zamanla Çin'in, halkına yaptıklarını ve gazeteci olarak kendi suç ortaklığını anlamaya başladı. Yükselen şöhreti ve siyasi uyanışı aynı zamana denk geldiğinde, ülkesinin uzak bölgelerinde Pekin'in işlediği suçları açığa çıkarmayı kendine görev edindi.
Ve bedeline razıydı.
Bu kitap, halkının yaşadığı acı dolu gerçekleri dünyaya duyurmak için kendi hayatını değil, aynı zamanda sevdiklerinin hayatını da riske atmaya hazır cesur bir kadının anıları.